30 Ekim 2009 Cuma

SUNUM…

Günümüz koşullarınca,profesyonel yetkinliklerimize her gün bir yenisini eklemek zorunda kalıyoruz. Aldığımız eğitim kimi zaman iletişim biçimimizin önüne geçemiyor. İletişime ve kendimizle ilgili sunumlamaları yaparken kimi zaman etkileyici ve inandırıcı olmayı başaramıyoruz. Konuşmanın iletişim kurabilmenin en popüler metodu olması,iletişim biçimlerimizin ilk sıralarında yer alır. Bizler bu programla bireysel ve mesleksel gelişimi de katkı bulunup,yol gösterirken, mesleksel marka birliğini adının büyüklüğünde taşıyan firma,kurum ya da kuruluşlara destek vermekteyiz. Diksiyon sanatının konuşmanın inceliklerini öğrenebilmek adına önemli bir alan olduğunu bu eğitim programı ile kanıtlamaya çalışacağız. Konuşma,şive problemi,akıcı konuşamamak,heyecan kontrolünü nefesle sağaltmak ve ikna edebilici olma yolunda önemli bir kişisel gelişim sürecine adım atmalarını sağlayabilmeyi hedefliyoruz. Ayrıca konsantrasyon,algılama ve kendini doğru ifade edebilme teknikleri konusunda liderlerinize ve çalışanlarınıza katkıda bulunabilmeyi hedeflemekteyiz.
Avrupa’da yıllardır uygulanan Rol Playing (rol yapma) çalışma tekniği ile,iş kimliği yaratmada ki hedeflerin vizyonlarını genişletirken,bu rolü çıkartmada katılımcılarımızı destekleyerek yönlendirmeyi hedeflemekteyiz. Kuruluş ya da firmanın konsepti üzerinden yola çıkılarak,çalışanları departmanlarına göre ayırıp,rol yapabilme metodu ile eğitebilmeyi amaçlıyoruz. Expressive Arte çalışma biçemi üzerinden, bireysel rahatlama,konsantrasyon güçlendirimi,algı dağınıklığı,diksiyon ve iletişim biçimlerimize kadar geniş bir alanda seminer eğitimleri ve expressive arte metodu ile dağınıklıklarımızdan sanat yolu ile kurtulmayı öneriyoruz.
Yaşama ayak uydurmak bir başarıdır başlı başına ve farkındalığını unutmadan soluk almak yetenektir hem de bizlere doğuştan verilmiş bir yetenek. Tekrar algılarımızı açmak,uyanmak belki de yaşama daha başka bakabilmektir kişisel gelişim. Sanatın bu
Nedir sanatın iyileştirici gücü? Bugün bilimsel araştırmaların çoğu, fizyolojimizin,genel tutumlarımızın ve ruh halinin sanat yoluyla değiştiği ortaya konuluyor.Sanatla uğraşırken derin streslerimiz dağılıp kayboluyor. Korku ve endişenin yerini derin bir konsantrasyon ve yaratıcılık alıyor.Sağ beynin işlevi etkinlik kazanmaya başlıyor,otonom sinir sistemi,vücuttaki hormonal düzen beyinde bulunan nöroiletkenleride olumlu şekilde etkiliyor.Kişinin tavrı ve davranışlarında ki gelişim,bağışıklık ve sinir sistemini güçlendiriyor.Gerçekten de sanatla uğraşırken dünyamız değişir başka bir enerjiyle yoğunlaşırız,kendimize olan güvenimiz artar,yeteneklerimizi keşfetmek serüven dolu bir yolculuğu başlatır içimizde. Yaratıcı enerjiler ile çevrelenmeye başlarız. Dış olanlarla,sıkıntılarımız ve kaygılarımızdan uzaklaşırız. Bugün gelişmiş ülkelerin bir çoğunda profesyonel meslek alanlarımızda yaratıcılığımızı ve üretkenliğimizi sınırlar ve kalıplar içerisinde olmadan,creative bir takım başlıklar altında toparlayabilmekteyiz.
Kişisel Gelişimin önem kazandığı,bireyin ruhsal,zihinsel motivasyonunu arttıran bu tarz çalışmaların hemen hemen hepsinde,koordinasyon uyumu ve zihinsel algılamada önemli değişiklikleri fark edebilirsiniz.

Kendimizi sanatın ışığında yıkayıp,arındırabilmek belki de tüm negatif enerjilere. Evrende ki bu büyük enerji gücüne akıp bir an olsun kopabilmek belki de dünyevi sıkıntı ve tasalarda. Yeni bir geleceğe gülümseyen bir iç benle koşabilmek üzere,sanatın kapısından içeri girmeliyiz. Daha bilinçli,farkındalıklı bakabilmek isteklerimize ve salabilmek yaratıcılığımızın kalıplarını ve bu üretim sürecinde kendimizde ki yenileri yakalamak dileklerimizle…


Proje Sahibi

Ayşegül SAVAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder