30 Ekim 2009 Cuma

Diksiyon Sanatı Nedir?

Diksiyon ;

Duygu ve düşüncelerimizin etkili ve doğru bir anlatım ile jestlerin ve mimiklerimizin,beden dilimizin de yardımıyla aktarılmasıdır. Söz söylerken, duygu ve düşünceleri doğru, üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin uyumunu, söylenişini, sözcük hecelerinin uzunluğu, kısalığı ve vurguları bakımından doğruluğu; jesti, mimiği, takınılacak tavırları yerinde ve güzel kullanma sanatıdır.
İnsan olmanın en ayrıcalıklı özelliği olan dil,onun dış dünya ve diğer bireylerle olan ilişkilerini belirleyen , yansıtan ve düzenleyen önemli bir olgudur. Her dil konuşulduğu toplum içinde kendine özgü bir ekin ve uygarlık çerçevesinde biçimlenirken,dış dünyayı,toplumsal,ruhsal ve fiziksel gerçekliği özgün bir biçimde yorumlar. Dilin iki yönü vardır; Konuşma Dili- Yazı Dili
Konuşma Dili : Ulusun bir dil birliği üzerine yazıyla değil,konuşma diliyle oluşturduğu ve çeşitli söyleyiş özelliklerini taşıdığı yönüdür. Yazılı dil ise,sözlü bildirişim aracı dili görsel ve tek boyutlu bir düzen içinde sunan,uzaktan bildirişim sağlamak,bildirimlerin yitip gitmesini önlemek gibi amaçlarla kullanılan bir anlatım aracıdır.
“Yazının biricik varlık nedeni,dili göstermektir.” (Saussure,1976)
Yazı dilinden farklı olarak,konuşma dilinin kendine özgü özellikleri vardır. İşte bu özellikleri inceleyen bilim dalı Fonetik ve Diksiyon olarak geçmektedir. Bir konuşmanın oluşumunda ana koşul,dilsel içeriktir. Bunun öğretisine söz bilim (rethoric) denilmektedir.
Söz bilim üzerine yapılan çalışmalar İ.Ö 5. y.y kadar uzanır. Sicilyada ki tiranların,kovulmasından sonra halk kitleleri,ellerinden çıkmış olan mallarını geri alabilmek için mahkemelere koşmuşlardı ve açılan davaların kazanılması için savunma tekniğinin güçlü olması gerekiyordu. Böyle bir gereksinim sonucu insanlar,sözün bildirişim yönünden çok,inandırma gücünü öne çıkartmayı ve bundan yararlanmayı başarmışlardır. Sonra ki yüzyıllarda söz sanatları yapılarına göre sınıflandırılmış ve bu bilim dalı,Klasik Yunan ve Roma devirlerinin önemli bilim adamlarını ortaya çıkartmıştır. Çiçero bu büyük isimlerinden biridir. Ona göre dil; her çeşit söylev ve söylemin 5 ana başlıkta incelenmesini ortaya koymuştur.
17.y.y Avrupa’sında ve 18.y.y başlarında özellikle dil artık yazınsal yapıtlar halini almaya başlamıştır. Konuyu sunma yöntemleri araştırılmış ve bu anlamda 19.y.y da söz bilim tümüyle,komposizyon ve yazma yöntemlerini ele almaya başlamıştır. 20.y.y la gelindiğinde ise kitap basımının gelişmesi,sözel hitabetin öneminin etkin ve güzel konuşabilmenin sınırları çizilerek Diksiyon Sanatını var etmeyi gerçekleştirmiştir.

İnsanın varlığı başka insanların varlığı ile anlam kazanır. Bu anlamlılık başka insanlarla
kurduğu iletişimle pekişerek artar. Konuşma toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası olan iletişimin en önemli öğelerinden biridir. Temelde çok yönlü ve karmaşık bir sistem olan konuşma, süreç içerisinde zihinsel gelişimle birlikte kişilik oluşumunu da etkiler. Bu özellikleri nedeniyle antropoloji, etnoloji, sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, dil bilgisi, dil bilimi, anlam bilimi,fonetik, fonoloji, mantık, estetik gibi çeşitli alanlarla da ilişkilidir.
Konuşma, sadece kelimeleri ses aracılığı ile başkalarının kulaklarına iletme olmadığı gibi dinleme de sadece işitmek değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder